Uçmak... İnsanoğlunun tarihi boyunca sürekli ilgisinde ve merakında olan bir eylem. Antik Yunan mitolojisinde Daedalus ve oğlu Icarus’un hikayesine kadar dayanmaktadır. Süreci 15. yüzyılda Leonardo Da Vinci’nin Ornitopter’i; John Stringfelow ve William Henson’un buharlı uçak modeli ve son olarak da Wright Kardeşler’in motorlu uçağı takip etmiştir. Nihayetinde teknolojik ilerlemeyle askeri ve ticari uçak modelleri gelişirken, bir yandan da sivil ve sportif havacılık araçları gelişmiştir. Yamaç paraşütü ise bu sürece sonradan dahil olmuştur. Hem tandem ile yolculuk deneyimi sağlayanlara hem de pilot olarak uçanlara, gökyüzünün enginliğinde yer bulma şansı vermiştir.
İngilizcesi “paragliding” olan “yamaç paraşütü sporu” 1980’li yıllarda serbest paraşüt kullanılarak yamaçlardan koşularak uçmaya çalışılması ile ortaya çıkmış, bir ekstrem doğa ve havacılık sporu türüdür. Fransa ve İsviçre Alpleri’nden doğan bu spor, teknolojik ilerlemeyle birlikte kanat tasarımı ve kanatın aerodinamik yapısının geliştirilmesi ile giderek yaygınlık kazanmıştır.
Sivil havacılık mevzuatlarına göre yamaç paraşütü, “Çok Hafif Hava Aracı (ÇHHA)” sınıfına girmektedir. Kolay taşınabilirliği sayesinde uygun tepe veya zirvelerden uçuş gerçekleştirilebilmektedir. Doğal kaldırıcı kuvvetler (dinamik kaldırıcılar: rüzgâr ve termikler) ile havada kalmak, yüksek irtifalara çıkmak veya uzun mesafeler kat etmek mümkündür. Uzun mesafe yamaç paraşütünün dünya rekoru 564 km, Türkiye rekoru ise 346 km’ dir.
Her ne kadar "Yamaç paraşütü ile atladım!" gibi cümleler duysak da aslında bu ifade doğru değildir. Yamaç paraşütü ile atlanmaz ancak yamaçtan rüzgâra doğru hızlanarak (yürüyerek veya koşarak) uçuşa geçilir. Spora yeni başlamış veya ilgili olmayan kişiler genellikle bu yanılgıya düşerler. Bu konudaki teknik tabir “kalkış (takeoff/launch)” olacaktır. Yamaç paraşütü isminde “paraşüt” geçmesine rağmen serbest/kubbe paraşütten farklı bir yapıya sahiptir.
Serbest/kubbe paraşütler, uçak veya yüksek bir yerden atlayış gerçekleştikten sonra açılır ve şoka dayanıklı olarak üretilirler. Amaçları, atlayış gerçekleştiren paraşütçüyü güvenli bir şekilde yere indirmektir. Yamaç paraşütünde ise durum farklıdır. Kalkış alanına serilen kanat havayla dolarak açılır ve uçuş biçimini kazanır. Kanat yerden yükselip pilotun baş üstüne geldikten sonra da koşarak/hızlanılarak havalanılır. Bu spordaki amaç; havada kalmak, manevralar yapmak ve daha uzun süre uçmaktır. Serbest paraşütten farklı bir özelliği de sporu yapanlara verilen isimdir. Serbest paraşüt ile atlayan kişilere “paraşütçü”, yamaç paraşütü ile uçan kişilere ise “pilot” denilmektedir.
Yamaç paraşütü yüksek riskli sporlar arasında yer alsa da nitelikli bir eğitim alındığı ve havacılık kurallarına riayet edildiği sürece risk minimize edilmektedir. Bu bakımdan alınan düzeyli bir eğitim spora başlangıcın temelini oluşturmaktadır. Yamaç paraşütüne başlamadan önce kesinlikle eğitim almak ve bu sporu deneyimli eğitmenler eşliğinde gerçekleştirmek gerektiğini unutmamak gerekir.
Yaşanan kazalar sonucu ölüm oranlarına bakıldığında trafik kazaları tek başına tüm dünyada meydana gelen ölümlerin %2,1 ine yol açmakta ve ölüm nedenleri arasında 11. sırada gelmektedir. Yamaç paraşütü uçuşlarında ise ölüm oranı 7/100.000’dir. Bu oranlar dâhilinde bakılacak olursa uçmak, trafikte olmaktan çok daha güvenli olmaktadır.
Güvenli bir uçuş için öncelikli/gerekli ekipmanlar:
Kanat (yamaç paraşütü): Ön kısımda yer alan hücre ağızlarından havanın girişiyle şişerek aerofil yapı kazanan ve pilotun uçmasını sağlayan, özel bir kumaştan üretilen yapısal malzemedir. Üst yüzeyi silikon kaplı özel polimerlerden üretilmiştir. Yamaç paraşütü kanatlarının tipik olarak 20-35 metrekare genişliği; 8-12 metre açıklığı ve 3-7 kg (hafif malzemeler ile ağırlık 986 gr’a (16m²) kadar düşürülmüştür) ağırlığı vardır.
Kanat, farklı branş ve deneyim seviyelerinde çeşitlilik gösterir. Branşlarına göre:
Deneyim seviyelerine göre:
şeklinde ayrılmaktadır.
Kuşam (Harness): Pilotun kuşanarak uçarken oturduğu ve karabinalarla kanada bağlandığı oturak kısmıdır. Sırt bölgesi, bacak-göğüs kolonları ve yedek paraşüt bölümünden oluşur. Pilotun vücut yapısına göre ayarlanabilir. Bazı kuşamlarda sırt bölümünü desteklemek için hava yastığı da bulunabilir. Bunun yanında harnessler pilotun deneyimine göre değişen bir şekilde, farklı modellerde üretilir (eğitim, akrobasi, tandem, speedfly, yarışma, koza, açık harness vb.).
Yedek Paraşüt: Uçuş esnasında yaşanabilecek olası acil durumlarda emniyet amaçlı kullanılan, serbest/kubbe paraşüt benzeri bir ekipmandır. Internal (harness altında) veya external (harness dışında) bağlantı ile bağlanabilir. Yedek paraşütün kullanımı esnasında kanat, uçuş özelliğini kaybeder ve pilot ekipmanı ile yönlendirmeli veya yönlendirmesiz olarak ~5m/sn hızla kontrollü çöküşe geçer.
Kask: Darbelere karşı oldukça dayanıklı ve genelde polimer/plastik esaslı olarak üretilmiş koruyucu bir ekipmandır. Kapalı (tam yüz korumalı) ve açık (tam yüz korumasız) olarak 2 tipi vardır.
Bu dört ekipman dışında uçuşa yardımcı farklı ekipmanlar da mevcuttur: Variometre, anemometre, telsiz, GPS, uçuş bilgisayarı, altimetre, balast, uçuş giysileri (eldiven, bot, gözlük, tulum, vb.), speed bar, anti-G vb. ekipmanlar bunlara örnektir.
Öncelikle uçuş yapmak isteyen bir pilot adayı nitelikli bir Yamaç Paraşütü Başlangıç Eğitimi almalıdır. Bu eğitim kişinin spor hayatına sağlıklı bir şekilde başlayıp devam edebilmesini sağlar. Önemli bir nokta olarak eklemek gerekirse; bu sporun eğitimini almadan, kendi kendine öğrenmeye çalışılarak yapılması ciddi yaralanmalara ve can kaybına neden olabilir.
Başlangıç eğitimi, içerik olarak teorik (aerodinamik, meteoroloji, sevk ve idare, uçuş emniyeti, acil durumlar, hava trafik kuralları, ilk yardım) ve pratik eğitimler (yer çalışması, alçak tepe uçuşları) barındırmaktadır. Başlangıç eğitimini tamamlayan pilotlar, eğitmenler gözetiminde uçuş hayatlarına başlarlar. Lisans sıralaması P1, P2, P3, P4 ve P5 seviyeleri şeklindedir. Ticari olmayan tandem uçuş T1 ve ticari tandem uçuş için de T2 lisansları vardır. İsimlerde yer alan P paragliding’i, T ise tandem’i ifade eder. Her seviyeye uygun olarak eğitim müfredatı detaylanmakta ve pilotun bilgi/deneyim düzeyi artmaktadır. Bu süreçte önemli olan, alınan bilginin kurallar doğrultusunda pratikle pekiştirilmesidir. Kendi başına uçabilir bir seviyeye gelmek 1-2 yıllık bir süreç gerektirir.
Her pilotun seviyesine göre uçuş yapabileceği bölgeler vardır. Yamaç paraşütü, Türkiye'nin çoğu noktasında gerçekleştirilebilen bir spordur. Türkiye genelinde sıkça uçuş yapılan bölgeleri ise aşağıdaki gibidir:
Babadağ (Fethiye/Muğla), Ali Dağı (Kayseri), Dinamit Tepesi (Pamukkale), Serdivan (Sakarya), Uçmakdere (Tekirdağ), Ayaş (Ankara), Tahtalı Dağı (Kemer), Boztepe (Ordu), Gültepe (Samsun), Ormanlı (İstanbul), Uçmakdere (Tekirdağ), Bozdağ (İzmir), Gelincik Tepesi (Mersin), Bademağacı (Antalya), İnönü (Eskişehir), Hasan Dağı (Aksaray), Gürsu (Bursa)…
Yolcu, başlangıç pilotu veya deneyimli pilot; seviyeniz ve deneyiminiz ne olursa olsun uçmanın tadını alan bir kişi bunu damarlarında taşıyacaktır. Önemli olan, beceri ve ilginizi doğru bir eğitimle yönlendirmek ve geliştirmektir. Seviyeniz ilerledikçe yeni uçuş bölgeleri denemek hatta yeni kalkışlar (takeoff/launch) keşfetmek isteyeceksiniz. Bu süreçte emniyetinizi asla ihmal etmeyin. Uçuş bölgeleri hakkındaki bir sonraki yazımızda görüşmek üzere esenlikle kalın.