Karagöl Yaylası, Sakarya’nın Taraklı ilçesine bağlı, İstanbul’un merkez ilçelerine 200-220 km mesafede ve 3 saatin altında ulaşabileceğiniz, yolları her türlü araca uygun ve aynı zamanda kamp alanı olarak da tercih edilen bir yayla. Bu yayla içerisinde göl ve içerisinde kaybolabileceğiniz orman yolları var. Bir de tüm bunlara ek olarak burada, alışveriş yapabileceğiniz noktalar ve belki de kimileri için önemli bir detay olarak bu yaylada tuvalet de mevcut!
Köpeklerimle beraber yine bir hafta sonu kaçamağı için gittiğim Karagöl Yaylası’na, @copsuzdunyaofficial kurucuları arkadaşlarım tarafından davet edildim. Genellikle bir insan ve iki köpek olarak yaptığım kamplarıma bazen yakın arkadaşlarım dahil oluyordu ve sayımız 3’ü, 4’ü geçmiyordu.
Bu sefer biraz farklı bir deneyim için yola çıkacaktım. Evvelinde kurulmuş olan Whatsapp grubunu da incelediğimde, bu kampın Çöpsüz Dünya ve Overland Anatolia kurucularının kendi çevrelerini davet ettikleri bir kamp etkinliği olduğunu anladım ve benzer düşüncelere sahip insanlarla tanışacağımı düşündüğüm için hafta boyunca heyecanla bu etkinliği bekledim.
Planlarımda grubun aksine, cumartesi sabah yerine bir gece önceden toplamda iki gece kamp yapacak şekilde, cuma akşamüstü yola çıkmak vardı. Fakat, aracımı yeni değiştirmiş, home office çalıştığım işime de yeni başlamış olduğum için hazırlıklarım cuma gününe yetişmedi ve ben de herkes gibi cumartesi sabahtan Sakarya yollarına koyuldum.
Hafta sonu gezime, merak ettiğim ve yeni açılan Kuzey Marmara Otoyolu’nun Gebze-İzmit bölümü üzerinden başladım. Şanssız bir şekilde İzmit, Kartepe civarlarında benzin doldurmak için girdiğim ve arabamı durdurduğum benzinlikte yakıt takviyem sonrası arabam çalışmadı ve yolda kaldım.
Kısa bir araştırma ve biraz da şans sonrası iyi bir elektrik ustası bularak aküye takviye yapıp ustanın garajına, yaklaşık 2-3 km uzaklığa gittim. Arabamı tamir ettirmekle geçirdiğim zamanın, kamp alanına zifiri karanlıkta varmam ile sonuçlanacağını hiç aklıma getirmemiştim.
Güneşi batırarak Sakarya il sınırlarına girdim ve son bir benzin takviyesi daha yapacak iken market alışverişi/hazırlığı yapmadığımı hatırladım ve mecburen ters istikamette kalan ilçe merkezine giderek bu eksiklerimi giderdim. Havanın artık zifiri karanlığa döndüğü anlarda yaylaya doğru tırmanışa geçtim.
Karagöl Yaylası’nın yolu köy merkezinden sonra toprak bir yol olarak devam ediyor, fakat iyi bir mevsimde, eğer aşırı bir yağış ve çamur yoksa, her türlü araca da uygun, gitmesi kolay bir yol. Yaylaya vardığımda kamptaki arkadaşlar karanlıktan farlarımı gördüler ve çok güçlü el fenerleriyle uzak da bir noktadan bana işaretler yaparak gelmem gereken yolu çizdiler.
Arabamı park edip kampa yerleştiğimde saat akşam 8 ya da 9 idi. Dev bir kamp ateşinde yapılmış mangalı çoktan kaçırmış fakat bana ayrılan yemeği de bir güzel yiyebilmiştim. Ekibimiz toplam 8 araçtan oluşuyordu; biri karavan, biri küçük otomobil olmak üzere, ben dahil 6 arazi aracıydı.
Karagöl Yaylası’nda Soğuk Bir Gece
Kar kampını çok deneyimlemek istediğim için soğuk bir Kasım akşamında yaptığım Karagöl Yaylası Kampı benim için kısa ama güzel bir deneyim oldu.
Arkadaşlardan öğrendiğim kadarıyla birkaç kişi farklı cihazlarla, farklı zamanlarda havayı +4 ve -2 derece arasında ölçmüştü. Daha gece yarısı olmadan çadırlarımız da çiy vardı ve çadırlarımız nemliydi.
Ben 3 mevsim Hannah Tycoon 2 Comfort çadırım ve Decathlondan almış olduğum 5 Derece konfor seviyesi sunan uyku tulumumla “idare eder” diyebileceğim bir gece geçirdim.
Hazırlıklı olduğum ve sahip olduğuma şanslı olduğum malzemeler:
Eksik olduğum taraflar:
Çadıra ve uyku tulumuna girmemle beraber çok konforlu bir gece geçirmeyeceğimi anlamıştım. Geçtiğimiz gezilerimden birinde matımı kaybettiğimden, bu geceyi kalitesiz bir yoga matı üzerinde geçiriyordum. Bir aşamada çadırın içerisinde beremi de kaybedince soğuk bana karşı bir avantaj kazandı. İnat edip uyumaya çalışsam da gecenin beresiz geçmeyeceğini anladım ve kısa bir arama sonucunda bereyi köpeğim Logar’ın altında buldum.
Gece donmadım fakat serin bir geceydi. Şanssızlığım da beni yalnız bırakmadı ki gece 3 sularında küçük bir tuvalet ihtiyacı için uyanmak ve çadırdan çıkmak durumunda kaldım.
Sabah çadırımdan çıktım ve benden daha önce uyanmış arkadaşlarla beraber yakmış oldukları kamp ateşinde kendimi ısıtmaya çalıştım. Güne arabada unutmuş olduğum montumu da giyerek başladım. Kısa bir yürüyüş, köpeklerimin gölde yüzmesi, biraz da fotoğraf/video çekimi sonrasında kahvaltı hazırlıklarına giriştik ve ben yediğim fıstık ezmesi ve çeşit çeşit balların etkisiyle ısınmaya başlayarak her 10 dakikada bir üzerimdeki katmanları çıkararak en sonunda güneşin de etkisiyle tişört ile etrafta dolaşıyordum.
Kampta gerçekten sonradan da irtibat halinde kalacağım, çok keyifli arkadaşlıklar kurdum. Hepimizin bu kampa katılmamızın da ortak ve çok önemli bir sebebi vardı: Gönüllü çöp toplamak ve farkındalık yaratmak!
Çöpsüz Dünya ekibinin bize verdiği malzemelerle öğle yemeği öncesi herkes etrafa dağıldı ve çöp toplamaya başladı. Hayatımda gerçekten gururla yaptığım aktivitelerden biriydi. Ben kendim tahminimce 8-10 kg çöp topladım ve bu deneyimimi bir video çekip farkındalık mesajları vermeye karar verdim.
Öğle yemeğimizi de yedikten sonra herkes çadırlarını ve malzemelerini toparlamaya başladı. 8 araç peş peşe kamp alanından çıktık ve yaylanın girişindeki uzun bir yolda arabalarımızı art arda park ederek bir hatıra fotoğrafı çekildik.
Umarız siz de bu yaylada keyifli bir kamp deneyimi yaşarsınız. İstanbul yakınlarında ziyaret edilebilecek diğer kamp alanlarını merak ediyorsanız, aşağıdaki yazılara da göz atmayı unutmayın!
İstanbul Yakınlarında Kamp Yapılacak Yerler: Balıklı ve Pürenli Yaylaları
İstanbul Yakınlarında Kamp Yapılacak Yerler: Bozcaarmut Göleti
Sevgili macerasever,
Sitemizi ziyaret ettiğin için çok mutluyuz! Macerita ekibi olarak senin ve tüm doğaseverlerin en iyi şekilde yararlanması için macerita.com’daki bilgilerin güncelliğini ve doğruluğunu sağlamak konusunda elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Ancak, macerita.com’un veya sosyal ağlarımızın sağladığı içerikler kullanılarak yapılacak olan herhangi bir etkinlikte istenmeyen bir durum yaşanırsa sorumluluk kabul etmediğimizi belirtmek isteriz (Daha detaylı bilgi için lütfen buraya tıklayınız). Dağcılığa, kaya tırmanışına veya herhangi bir doğa sporuna başlamak istersen, hepimizin yaptığı gibi mutlaka profesyonel bir eğitim almalı ve uzman kişiler eşliğinde ilerlemelisin.
Dağlarla ve sevgiyle kalman dileğiyle,
Macerita Ekibi