Doğa yürüyüşleri ve dağ faaliyetlerinin olmazsa olmazı, sırtımızdaki evimiz ve bel ağrılarımızın sahne arkasındaki yıldızı olan çadırlarımızı seçerken nelere dikkat etmeliyiz? Bu konuda Türkiye gibi döviz karşısında eli çok güçlü olmayan ülkelerde maalesef ilk baktığımız kriter maliyet oluyor ve her teknik malzeme gibi çadırlarda da üç ana kategoriden birini bu yönde seçmek durumunda kalıyoruz. Bu üç kategori; çadırlar için dayanıklılık, ağırlık ve maliyet olarak özetlenebilir. Ülkedeki büyük spor mağazaları size bu alanda belirli bir seçim şansı sunuyor; ancak bu seçimler arasındaki fiyat farklarının neye dayandığını, hangi tip kumaşın size hangi koşullar altında nasıl bir konfor sunabildiğini ve daha nicelerini bu yazımızda inceleyeceğiz. 

Burada çadırları anlatırken aynı zamanda size (aklınızı yitirmemek kaydıyla) en çok dikkat etmeniz gereken kriterin taşıdığınız ağırlık olduğundan da kısaca bahsetmemiz gerekli. Örneğin, eğer yağmur veya kar ile karşılaşmayacağınız bir faaliyet planlıyorsanız veya faaliyetlerinizi genel olarak bahar/yaz mevsimlerinde yapıyorsanız, çadırlarınızın su geçirmezlik özelliği sizin için nispeten önemsiz bir faktördür. Kendinize karşı dürüst olup nelere ihtiyaç duyduğunuzu en baştan doğru belirlerseniz, çadırınızı planladığınız ağırlıktan yaklaşık olarak 1,5 kilo daha hafif seçebilirsiniz. Bir hafta boyunca günde otuz kilometre yürüyecekseniz dizleriniz, ayak bilekleriniz ve beliniz için daha doğru bir karar vermiş olacaksınız. Bu yazımızda her alt kategoride hangi faktörlerin özellikle ağırlığı ne şekilde etkilediğine de değineceğiz. Burada ayrıca belirtmek isterim ki hafif olan her zaman daha pahalı değildir! Tamamen kuru havalar için alacağınız çadırlar belirli faktörlere bakıldığında daha bile ucuzlar. Şimdi nelere dikkat etmemiz gerektiğine kısaca bir bakalım.

1. Çadır Seçimindeki Kriterler   

1.1.Dayanıklılık

Çadırlarda dayanıklılığı belirleyen ana faktörlere bakarken incelemeniz gerekenler pol geometrisi, pol üretiminde kullanılan malzemenin dayanımı ve çadır kumaşının yırtılmaya dayanımıdır. Bunlara ek olarak, eğer yağmurlu veya karlı sezonlarda kullanacaksanız çadırlarınızın su geçirmezliği, bunu etkileyen dikiş kalitesi ve seam sealing denen çadır dikişlerine su geçirmezlik kazandırmak için uygulanan genelde silikon bazlı dikiş korumalarına dikkat edilmelidir. 

1.2.Ağırlık

Ağırlığı belirleyen faktörlerin başında ise çadır kumaşının cinsi, pol malzemesinin cinsi ve çadırın dış ve iç tentesinin stili gelir. Yazlık çadırlar daha fazla havayı içeri alabilmek için kısa çadır eteklerine sahipken, kışlık çadırlar tipide içeri kar dolmasını engellemek için uzun eteklere sahip olurlar. Bu kullanılan kumaş miktarını değiştireceği için çadırlar arasında ağırlık farkı yaratır. Ayrıca ıslak koşullarda kullanılan malzemelerin su geçirmezlik kaplamaları ve kumaş cinsine bağlı farklılıklar ağırlığı arttıran faktörlerdir.

1.3.Maliyet 

İşte çoğumuz için (maalesef) ihtiyaçlarımızın önüne geçen faktör. Burada size söyleyebileceğim en önemli şey, kendi ihtiyaçlarınızı belirlerken dürüst olmanızdır. Eğer senede gittiğiniz on kampın sadece birinde tipiye maruz kalıyorsanız lütfen o faaliyet için birinden ihtiyaç duyduğunuz çadırı ödünç alın. Kalan dokuz kuru hava faaliyetinizde o ekstrem çadıra ihtiyaç duymayacağınızın bilincinde olun, zira kuru hava çadırları daha ucuz oluyorlar. Kuru hava çadırları ekstrem koşullara göre dizayn edilmiyorlar ve bu maliyetleri oldukça düşürüyor. Bunun haricinde eğer “yaz çadırım yeter ki 500 gram daha hafif olsun, kaç paraysa veririm” diyorsanız ultra hafif akımıyla beraber gelen, çadır aleminin ferrarisi çadırlar da var. Ancak fiyatları da ciddi anlamda farklı oluyor.

2. Çadır Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler

2.1. Pol Geometrisi

Eğer rüzgâra maruz kalmayacağınıza yüzde yüz oranında eminseniz kendiniz için en köşeli çadırı seçebilirsiniz. Ancak rüzgâra maruz kalacaksanız çadırınızın aero olup olmadığına dikkat etmelisiniz. Keskin köşelere sahip yüksek çadırlar daha fazla rüzgar direnci ile karşılaşacakken, yumuşak hatlara sahip, alçak çadırlar daha az rüzgar direnci ile karşılaşır. Düşük rüzgar direnci, çadırınızın ekstrem koşullardaki rüzgarlarda uçup gitme ihtimalinin de düşük olduğu anlamına gelir. Yüksek rüzgâr koşulları için en elverişli çadır geometrileri dome (kubbe) ve tunnel (tünel) diye tabir edilen çadırlardır. Ancak rüzgâr sizin için önemli bir etken değilse bunu göz ardı edip en yüksek ve köşeli çadırı alarak daha konforlu kamplar yapabilirsiniz. Köşeli geometriler daha yüksek tavanları daha geniş alanlarda sunabildikleri için çadırınızı uzun süre yerinden kaldırmayacaksanız veya konforlu çadırları seviyorsanız (çadır içerisinde kafanızı devamlı eğmek istemiyorsanız) bu yönde seçim yapabilirsiniz. 

Unutmadan söyleyelim, ne kadar çok pol o kadar ağırlık demektir. Bundan kaçınmak için polsüz ve tek bir yürüyüş batonu ile kurulabilen çadırları seçebilirsiniz (yurt dışındaki deneyimli yürüyüşçüler arasında hızla popülerleşiyor). Yine de almaya karar verdiğiniz çadır bu klasik üçlüden daha farklı bir pol yapısına sahip olabilir, o noktada hangisinin daha iyi olduğunu söylemek kolay değil, zira her çadır üreticisi farklı geometriler seçiyor. Bu noktada yapmanız gereken, seçtiğiniz çadırın yorumlarına bakıp genel sorunları arasında rüzgâr sebebiyle oluşan yüksek strese bağlı olarak pol geometrisinde hep aynı noktadan kırılmanın olup olmadığına bakmanızdır.

‍

2.2. Pol Malzemesinin Dayanımı

Bu başlık altında fiberglass ve alüminyum çadır pollerinin dayanımını inceleyeceğiz. Tahmin edileceği gibi alüminyum poller fiberglass pollere göre daha dayanıklıdır. Fiberglass çadır pollerinin uç noktalardan bağlandıkları yerlerden kırılmaları, bu tip pollerin en büyük problemidir. Ancak bu durum fiberglass çadır pollerini tercih etmenize engel değil, çünkü daha hafif ve ucuzlar! Burada seçiminizi yaparken dikkat etmeniz gereken çadırınızın rüzgâra maruz kalıp kalmayacağı ve ne kadar ağırlık taşımak istediğinizdir. Dayanıklılık ve uzun ömür istiyorsanız alüminyum polleri, hafif ve yedek parçasının kolay bulunmasını istiyorsanız fiberglass polleri seçebilirsiniz. Bazı kamp çadırları uzun süre yerinden kalkmamak için tasarlanmış ise çelik pollere sahip olabilmektedir ve o nedenle oldukça ağırdırlar. Bu tip çadırları sırtınızda uzun mesafelerde taşımamanızı tavsiye ederiz. 

2.3. Kumaşın Yırtılma Dayanımı

Alüminyum folyo veya kumaş keserken bir ucundan attığınız kesiğin, bıçağa ihtiyaç duymadan ufak bir kuvvetle boydan boya devam etmesini hepimiz tecrübe etmişizdir. Maalesef bu sıkıntının aynısını çadır kumaşlarında da deneyimliyoruz. Bu durumu engellemek için kullanılan teknolojiye “ripstop” (yırtılmaz kumaş) deniyor. Bu teknoloji temelde kumaşın dokuma yönünün hep aynı olmaması veya belirli aralıklarla (5-8 milimetrede bir) normal kumaş ipliklerinden daha kuvvetli iplikler ile bir ağ oluşturulması demektir. Bu sayede kumaştaki yırtık fazla ilerlemeden durur ve sizi zor koşullarda evsiz bırakmaz. Genelde bu tip kumaşlar daha pahalıdır ve daha ağır olurlar çünkü santimetrekare başına düşen iplik sayısı paralel dokumaya göre daha fazladır. Çadır kumaşını seçerken dikkat etmemiz gerekenleri yazının ilerleyen kısımlarında tekrar hızlıca özetleyip detaylı bilgi vereceğiz, çünkü bu konunun oldukça iyi incelenmesi gerekmektedir. 

2.4. Su Geçirmezlik

Burada incelemeniz gereken ana başlıklar çadır kumaşının cinsi, dikiş kalitesi, dikişlere yapılan seam seal (dikişlere sürülen silikon bazlı yapıştırıcı ve bazı fabrikalarda yüksek basınç ile ısı altında yapılan mühürleme işlemi) ve çadır tasarımıdır. 

2.4.1. Kumaşın Cinsi 

Burada çadır kumaşını ilgilendiren faktörlerden önce diğerlerine odaklanıp ardından kumaşın teknik özelliklerinden bahsedeceğiz. Ancak kabaca söyleyecek olursak, su geçirmez kumaşların daha ağır ve daha pahalı olduğunu bilmelisiniz. Eğer yağmur veya kar içeren bir faaliyete gidiyorsanız bu iki faktöre de gülün dikeni gibi yaklaşmalısınız. Öte yandan yaz mevsiminde uzun doğa yürüyüşü faaliyetlerini seviyorsanız çok şanslısınız! Çünkü su geçirmezlik sizin için bir kriter değildir ve su geçirmezlik özelliği bulunmayan kumaşlar hem daha hafif hem de daha ucuzlardır.

2.4.1. Kumaştaki Dikiş Kalitesi 

Çadırın dikiş kalitesi ise özellikle üretimini Güneydoğu Asya’ya kaydıran çadır üreticilerinin son zamanlarda karşılaştıkları bir sorun. Özellikle bazı Avrupa merkezli büyük üreticiler kesintisiz dikiş konusunda daha hassaslar, çünkü dikişin aralarda kesilip özensiz atılması kumaşta daha fazla ve homojen olmayan stres noktaları yaratmaktadır. Bu durum da yük altında stres noktalarının artmasına ve su geçmesine sebep olmaktadır. Bu sebeple, yeni alınan çadırın dikişlerini gözle kontrol edip böyle bir imalat hatası olup olmadığına bakmak oldukça önemlidir.

2.4.2. Seam Seal (Birleşim Yeri Yalıtımı)

Seam seal işlemi ise silikon bazlı yapıştırıcıların kumaşın üst üste binip dikildiği yerlere sürülmesidir. Buna ek olarak, üst kalite çadırlarda bunlar hatayı azaltmak için basınç altında ütülenir. Eğer çadırınızı daha ucuz seçerseniz veya çadırınızı çok kullanıyorsanız bunları kendiniz  yenilemek isteyebilirsiniz. Bunun için özel üretilmiş yapıştırıcılar Amerika’da bulunabilirken ülkemizde başka markalardan naylon yapıştırmak için yapılmış ürünleri kullanabilirsiniz. 

Çadır satın alırken bazı üreticilerin tasarımlarının geometrilerinin yarattığı stres noktalarına bakmanız, yorumları incelemeniz ise sizin faydanıza olacaktır. Ürün yorumlarında sıkça karşılaşılan bir sorun olarak aynı noktadan su alan çadırları tercih etmemeniz önemlidir. Çadırların hangi mevsimde kullanılacağından bağımsız olarak (kış çadırlarında daha önemli olduğunu belirtmekte fayda var) kumaşın nefes alabilirliği ve çadır tasarımının hava sirkülasyonunu sağlayabilmesi de oldukça önemlidir. Kumaşın nefes alabilirliğine sonra bakacağız ancak tasarıma bağlı problemlere dikkat etmeniz önemli. Hava sirkülasyonu olmayan çadırlarda, çadırın içerisinde nefesinizdeki nem çadır kumaşının üzerinde birikip çadırın içerisinde tekrar sizin üzerinize yağacaktır. Çadırın tepesine yakın bölgelere konulan ufak pencereler sayesinde bu hava dışarı atılır. Yaz çadırlarında da kısa eteklerin altından giren hava içeride ısındıkça bu pencerelerden kaçar. Kısacası hava sirkülasyonu en çok dikkat etmeniz gereken detaylardan biridir.

2.5. Çadır Kumaşı

Sonunda beklenen an geldi: bu kısımda çadır kumaşı seçerken dikkat etmeniz gereken noktaları detaylıca inceleyeceğiz. Bunun için, öncelikle sıkça karşılaşacağınız bazı terimleri açıklamakta yarar var. Çadır kumaşı seçerken (mont seçerken de görebilirsiniz) öncelikle kumaş tipi, lif sayısı ve denier (denye) olmak üzere üç ana değişkene ve sonrasında kumaşta kullanılan kaplama ve HH (hydrostatic head) olmak üzere iki yan değişkene dikkat etmelisiniz. 

2.5.1 Kumaş Tipi 

Çadırlarda kullanılan tipik kumaş naylon ve polyesterdir. Naylon kumaşlar ise genelde dyneema ve silnylon (silikon kaplı naylon) olmak üzere ikiye ayrılır. Dyneema çadır kumaşı oldukça yüksek dayanımlı, su geçirmez ve hafiftir. Bu özelliklere sahip olmasının yanı sıra bahsettiğimiz ripstop teknolojisi ile dokunur, daha az esnektir ve oldukça pahalıdır. Silnylon ise orta-alt bütçeli çadırlarda kullanılmaktadır ve dyneema karşısında bir avantajı aşınma dayanımının daha fazla olmasıdır. Silnylon çadırlar yüksek rüzgarlarda dyneema çadırlara göre daha çok esner ve çadırın stres noktalarından yırtılma ihtimali azalır. Polyester kumaş ise en dayanıklı, en ağır ve en ucuz kumaştır. Naylon kumaşlar polyester kumaşa göre daha çok sıkıştırılabilir. 

2.5.2. Lif Sayısı 

Lif sayısı (thread count) genelde “T” ile gösterilir. Bir inç (2.54 cm) karede yatay ve dikey olarak kaç adet lif olduğunu gösterir. Burada (diğer özellikleri aynı olan kumaşlar için) yüksek sayı demek; aynı bölgede daha fazla lifin olması, daha fazla ağırlığın olması, daha fazla su geçirmezlik ve daha az nefes alabilirlik anlamına gelir. 

Yani sizin aradığınız kumaş aynı birim bölgede en az suyu geçirirken en çok nefes alacak boşluğu sağlamalı, aynı zamanda da en dayanıklı ve en hafifi olmalıdır. Birim alanda lif sayısını artırırken boşlukları da büyütmek istemelisiniz çünkü bu sayede su molekülleri gaz formunda çadırdan içeri ve dışarı hareket edebilir; ancak sıvı formdaki su çadır içine geçemez. 

2.5.3. Denier (Denye)

Bu noktada “denier” denilen terim ile tanışıyoruz. Denier (d veya D ile gösterilir); ipek baz alınarak oluşturulan ve kumaşın ağırlığı ile kalınlığını gösteren bir birimdir. 9000 metre ipliğin gram cinsinden ağırlığına denier denir. İpek için bu rakam 1’dir!

1 denier’in altındaki kumaşlara mikrofiber denir. 10-20 denier arasındaki kumaşlara ultra hafif (ultralight) kumaşlar (insan saçı: 20D) denirken, 40-80 denier ise tipik çadır kumaşlarıdır. 

Diğer özelliklerin aynı olduğu durumlarda, yüksek denier rakamları daha yüksek aşınma dayanımlı, daha ağır kumaşları ifade eder. Düşük denier rakamlarının ise düşük aşınma dayanımlı (ince iplikler) daha hafif kumaşlar olduğunu söyleyebiliriz. 

Anlattıklarımızı bir örnek ile açıklamak yararlı olacaktır. Örneğin, olabilecek en hafif çadırı istediğiniz bir senaryoda düşük denier, naylon kumaş ve düşük lif sayısı sizin ihtiyaçlarınıza karşılık vermektedir. Ama çadır seçeneklerinizden birisi 75D denier 210T lif sıklığında naylon çadır üretirken; diğeri 45D denier 330T lif sıklığında polyester çadır üretiyor.  Her ne kadar değerler farklı olsa da bu iki çadır aşağı yukarı benzer özellikler göstermektedir ve ihtiyacınıza karşılık vermektedir. 

2.5.4. Kumaşta Kullanılan Kaplama 

Tüm bunların yanında kumaşların su geçirmemesi için yapılan kaplama işlemleri de kumaşın ağırlığını arttırmaktadır. Silnylon kumaş, silikon kaplı naylon demektir. Buna ek olarak poliüretan kaplama (PU coating) ve SIL/PU olmak üzere iki yöntem daha mevcuttur. PU kaplama kumaş yüzeyine sıkılan ve nispeten ucuz kumaşlarda bulunan, diğerlerine nazaran daha ağır bir su geçirmezlik metodudur. SIL/PU ise çadırın dışına silikon, içerisine poliüretan sıkılması ile elde edilen ve karma yapıya sahip olan bir metottur. Burada tercih edilmesi gerekeni belirlemek oldukça kolay: silikon kaplama, hem kumaşı güçlendirip aşınma dayanımını arttırmaktadır hem de daha hafiftir; poliüretan ise zamanla kaybolan ve daha ağır bir kaplama metodudur. Ancak tahmin edeceğiniz gibi kaliteli olan daha pahalıdır.

2.5.5. HH (Hydrostatic Head)

Şimdi bu bilgiler ışığında size en optimal seçeneği sunmamız faydalı olacaktır. İşte bu noktada HH (hydrostatic head) adı verilen standart sizi çadır seçimindeki bu kompleks problemlerin bir kısmından kurtarmaktadır. HH, bir kumaşın üzerine konulan suyun kaç milimetreyi aştığında kumaşın içerisine nüfuz edebileceğini söyleyerek çadırınızın su geçirmezliği hakkında size bilgi verir. Genelde bu rakamlar çadırlar için 800 ile 10.000 milimetre aralığında değişmektedir ve ne kadar yüksek HH değeri, o kadar su geçirmez demektir. 

Özetle, çadır karşılaştırırken aklınızda bulundurmanız gereken ilk şey çadırın ağırlığı (bazı üreticiler çadırın çantası varken, çantası olmadan ama kazıkları varken ve ayrıca çadırın sadece kendisi ve polleri ile olan ağırlıklarını ayrı ayrı yazmaktadırlar), bu ağırlığa bağlı olarak kumaşın kaç denier olduğu ve kumaşın cinsidir. Ağırlık bakımından birbirine benzer iki çadır arasında kararsız kaldıysanız yüksek aşınma dayanımı için polyester olanı veya yüksek deniere sahip olanı seçebilirsiniz. Bu terimleri öğrenmeniz işte bu yüzden sizin yararınıza olur. Yaşasın bilim!

2.6. Çadır Rengi

Genelde çadır alırken yeterince dikkat etmediğimiz bir konu da çadır rengidir. Duruma oldukça maddesel yaklaşmak gerekirse açık renkli (sarı, pembe gibi) çadırlar UV ışınlarının yarattığı yıpranmaya daha çok maruz kalacaklardır. Güneş ışınlarının bu kumaşlar üzerindeki etkisinin çadır ömrüne yansımaları (eğer maliyet sizin için önemliyse) göz ardı edilecek gibi değildir. Yeşil ve gri gibi renkler bu ışınların etkisini azaltmak için daha efektif olacaktır. Evet, her alanda olduğu gibi burada da ışıltılı olmanın bir bedeli var. Onun haricinde eğer çadırınızı doğada az bulunan ilgi çekici renklerden seçerseniz (kırmızı, beyaz gibi) orman bölgelerinde böceklerin ilgi odağı olacağınızı da bilmeniz gerekli. Bunlara ek olarak, yine bulunduğunuz coğrafya ile karışan renkteki çadırlar, kampınızı dağdan inerken veya ormanda görememeniz anlamına gelebilir. Hatta daha da önemlisi arama kurtarmaya ihtiyaç duyduğunuz bir durumda çadırların bulunduğunuz coğrafyada renk bakımından seçilebilir olması önemlidir.

Benim şahsi tecrübelerim doğrultusunda çadırınızda reflektör varsa ve köylere, meyve bahçelerine veya tarlalara yakın kamp atarken çevredekilere haber vermenizde fayda var. Zira onları domuz gözü zannedip “Az daha ateş ediyordum.” diyen amcalarla karşılaştığım olmuştur.

2.7. Çadır Kazıkları

Çadır kazıklarınız çadırınızı kuracağınız yere göre farklılık gösterebilir. Bu konuda verilebilecek en iyi tavsiye, ucuz olanı seçmenizdir. Ultra hafif akımına dahil olan bazı kimselerin yalnızca 150 gram daha hafif yük taşıyabilmek için titanyum çadır kazıklarına yüzlerce lira verdiğini görebilirsiniz. Eğer tercihiniz bu yönde ise titanyum çadır kazıklarını alabilir veya fiyat/performans oranı yüksek bir ürün arıyorsanız alüminyum çadır kazıklarına yönelebilirsiniz. Bu tip kazıklar oldukça ucuz, güvenilir ve kolayca yenilenebilirdir. Öte yandan eğer sert, donmuş toprağın olduğu veya hafif kayalık arazilere gidecekseniz çelik kazık kullanabilirsiniz. Yumuşak kar için ise bambu veya oluklu kazıklar kullanabilirsiniz.

3. Kullanım Şartlarına Göre Çadırlar

Çadırınızı kullanacağınız mevsim ve coğrafya, yukarıda saydığımız bütün özelliklerin dikkate alınarak bir seçim yapılması gerektiği anlamına gelir. Türkiye’de çadırlar 3 mevsim, 4 mevsim ve 5 mevsim olmak üzere üç ayrı kategoride sınıflandırılmaktadır. Şahsen bana mantıksız gelse de 5 mevsim denilerek kastedilen çadırlar kış mevsiminde kar, tipi ve fırtına gibi koşullara dayanıklı olan ekspedisyon çadırlarıdır. 3 ve 4 mevsim arasındaki fark ise, tahmin edebileceğiniz gibi 4 mevsim çadırların su geçirmezlik ve rüzgâra dayanıklılığının daha fazla olmasıdır. 

Burada söylenebilecek ufak detaylardan biri ise, 3 ve 4 mevsimlik çadırlar arasında bir fark olarak bazı üreticilerin çadırın iç tentesinin tabandan 20 santimetreden yukarısını sadece sineklik olarak yapması ve bu sayede yaz günlerinde kavrulmanızı engellemesidir. Bu çadırlar bazı üreticiler tarafından 4 mevsim olarak satılmaktadır; ancak kar ve rüzgâr birleştiği takdirde, çadır etekleri de kısa ise bu sinekliklerden içeriye kar girebilmektedir. Yazının başında da söylediğim gibi eğer ihtiyacınız doğrultusunda tercih yaparsanız çok daha mutlu olursunuz, faaliyetlerinizin çok ufak bir bölümünü kış faaliyetleri oluşturuyorsa o çadırları yazın da kullanmak zorunda kaldığınız takdirde içerisi sizi uyutmayacak kadar sıcak hale gelebilir.

Bu noktada aklınızda fikir oluşması açısından birkaç kampçı örneği vermemiz faydalı olacaktır.

1.Tip Kampçı: Kuru havada uzun doğa yürüyüşleri yapan ve çadır seçiminde en çok dikkat ettiği faktörün ağırlık olduğu kampçılardır. Bu kişi sadece kuru mevsimlerde ve tek başına yürüdüğü için piyasadaki en hafif çadırı aramaktadır, ancak su geçirmezlik önceliği değildir. Bu nedenle, bu kişi yukarıda resmini gördüğünüz polsüz çadırı (3F UL Lanshan 1) tercih edecektir. Çünkü ağırlığı 900 gram olan bu çadır hem günde 30 km yol yürüdüğü için dizleri ve bileklerine daha insaflı, hem de Çin menşeli üreticiler sayesinde oldukça ucuzdur! 

2.Tip Kampçı: İkinci tip kampçımız yine uzun doğa yürüyüşleri yapmaktadır, ancak bir yürüyüş partneri vardır ve kar olmadıkça sadece kuru mevsimlerde değil, 4 mevsimde de yürüyüş yapmaktadırlar. İki kişi yürüdükleri için de çadırın ağırlığını iç ve dış tenteyi ayırarak paylaşabilmektedirler. Bu nedenle bu tip kampçıların tercihi, görece daha ağır olan ancak su geçirmezlik özelliği bulunan çadırlardan yana olmalıdır. 

‍3. Tip Kampçı: Bu tipteki kampçımız kış dahil olmak üzere her mevsim kamp yapmaktadır ve çadırının üzerine kar veya yağmur yağması onun için oldukça normal durumlardır. Üniversite arkadaşları ile 3 kişilik gruplar halinde birlikte kamp yaptıkları için çadır ağırlığını paylaşıyorlar, dolayısıyla ağırlık onun için önemli bir faktör değildir. Çadırı geceleri uyurken içeriye kar dolmaması amacıyla kar etekleri ile donatılmıştır. Ancak kendisi yüksek irtifalara çıkmıyor ve bu nedenle çadırının asla yüksek hızdaki rüzgarlara maruz kalmayacağını biliyor. Bu tip bir kampçının tercihi Husky Fighter gibi rüzgâra dayanıklılığı çok yüksek olmamakla beraber kar etekleri olan ve bu sayede karlı havalarda rahat bir konaklama sunan 5 mevsim bir çadırdan yana olmalıdır.

4. Tip Kampçı: Dördüncü tip kampçımız ise çadırın, hayatta kalabilmek için mutlaka gerekli olduğu coğrafyalarda kamp yapmayı seven bir dağ fatihidir. Çadırı yüksek irtifalarda çok yüksek hızda rüzgarlara karşı koymak zorundadır ve aynı zamanda üzerine kar yağdığı zaman yıkılmaması için polleri ve geometrisi bu coğrafyaya göre tasarlanmış bir çadır olmalıdır. Bu nedenle kampçımız North Face Mountain 25 ve benzeri bir çadır kullanabilir. 

‍Sonuç

Bu yazımızda çadır seçerken nelere dikkat edilebileceğini anlattık. Sizlere son bir kez daha çadır seçerken ihtiyaçlarınızı göz önünde bulundurmanızı ve de etraflıca bir araştırma yapmanızı tavsiye ederiz. 

Yürüyüşleriniz güzel manzaralarla çevrili, sırtınızdaki eviniz ise hafif olsun!

Diğer yazılarımızda görüşmek dileğiyle. 

Kaynakça

[1]Wikipedia. 2020. Units of Textile Measurement. Units of Textile Measurement

[2]Williams Haynes. 1946. This Chemical Age The Miracle Of Man Made Materials. This Chemical Age The Miracle Of Man Made Materials : Haynes, Williams : Free Download, Borrow, and Streaming