Bu yazımda, en güzel kamp deneyimlerimden birini yaşadığım Bozcaarmut Göleti’ni, yalnızca kamp ve gezi tavsiyeleri vererek değil, biraz da yolculuk anılarım ile anlatacağım. Kısa bir hafta sonu kaçamağı için çok uygun olan bu bölgede, hamak kampı, yürüyüş ve izniniz var ise olta balıkçılığı da yapmak mümkün. Özellikle sonbahar aylarında çok güzel olan bu bölgede keyifli bir kamp deneyimi geçirebilirsiniz!
Bozcaarmut Göleti’ne Ulaşım
İstanbul’un merkezi ilçelerinden yaklaşık 3 saatte, 220-240 km’lik bir yolculuk sonrası ulaşabileceğiniz Bozcaarmut Göleti, Bilecik’in Pazaryeri ilçesine bağlı Bozcaarmut Köyü merkezine 5 dakika mesafede yer alan harika bir doğal kamp alanıdır.
Kısa bir hafta sonu kaçamağı olarak gittiğimiz Bozcaarmut Göleti’ne zamandan tasarruf etmek adına Osmangazi Köprüsü’nü kullanarak Bursa, İnegöl’ü biraz geçtikten sonra Hasanpaşa üzerinden vardık. Vakit konusunda rahatsanız ve yolculuğunuzu daha ekonomik bir şekilde gerçekleştirmek isterseniz bu el değmemiş doğal güzelliğe yolculuğunuza ortalama bir saat daha ekleyerek Bozcaarmut Göleti’ne eski körfez yolu üzerinden de ulaşabilirsiniz. Biz, Bozcaarmut Köyü’ne gece çok geç vardığımız için market, vb. olası ihtiyaçlar için bölgedeki alışveriş noktalarına uğrayamadık. Fakat Bursa üzerinden yolculuk ediyorsanız Hasanpaşa yol ayrımından sonra ana cadde üzerinde, körfez yolunu tercih ettiyseniz de aynı şekilde yol üstünde, Pazaryeri ilçe merkezinde birçok market bulmanız mümkün.
Macerita ekibinden ben, Kerem, iki köpeğim ve yakın bir arkadaşım ile bir yaz akşamında Bozcaarmut Göleti’ni internet araması sonucunda keşfettik. Çam ağaçlarının güzelliği ve ciğerlerimizi tertemiz eden oksijeniyle beni çok tatmin eden, en sevdiğim kamp deneyimlerimden biri olan, yalnız sadece bir gece kamp yaptığımız Bozcaarmut Göleti’ne, İstanbul’dan cuma akşamı saat 20:30 sularında Bostancı ilçesinden yola çıkarak, yolda durmuş ve eksik market alışverişlerimizi gidermiş olmamıza rağmen saat 23:00 olmadan kısa bir sürede varmıştık.
İlginizi Çekebilir: "İyi Bir Çadır Nasıl Seçilmelidir?"
Bozcaarmut Göleti’ne Giderken
Bozcaarmut Göleti yolunda sizi çok sessiz ve huzurlu bir orman yolu bekliyor. Biz, daha bu yol üzerindeyken hızımızı düşürüp gecenin karanlığında, dolunayın da her yeri ışıl ışıl aydınlattığı bir akşamda etrafı izlemeye başlamıştık. Fotoğrafçılığa, özellikle de uzun pozlama gece fotoğrafçılığına, çok meraklı olduğum için de git gide heyecanlanıyordum. Çünkü en yakın yerleşim yerlerinin çok küçük köylerden ibaret olduğu bu yol büyük ihtimalle bizi kapkaranlık bir yere götürecekti ve ben de istediğim şartlarda gökyüzünü fotoğraflayabilecektim.
Bozcaarmut Göleti’ne Varış
İlk defa geldiğimiz bu bölgede kamp yapıp ertesi gün esas rotamız olan İç Ege’ye doğru devam etmemiz gerekiyordu. Bu nedenle kamp kurmak için geç bir saat olsa da yolumuza devam ettik ve Bozcaarmut Göleti’ne ulaştık. Maceramıza devam etmeden önce küçük bir hatırlatma ve uyarı yapmakta fayda var:
Konforlu ve güvenli bir kamp deneyimi için gün ışığında kamp alanını belirlemek ve güneş batmadan önce çadır kurulumu gerçekleştirmek, akşam yemeği hazırlıkları gibi işleri halletmek için çok önemli! Biz istisnai bir durumda biraz da maceracı ruhumuzun etkisiyle gece vardığımız Bozcaarmut’ta kampımızı gece kurmak durumunda kaldık.
Arabamızla gölet etrafındaki patikalara girmiş ve gecenin zifiri karanlığında etrafımızda ne olduğunu, suyun nerede olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Şanslıydık ki çok vakit harcamadan arabamızı da yolu tıkamadan park edebileceğimiz, manzarası güzel, çadır için düz zemini olan ve bir de belediye tarafından piknik masası bırakılmış bir alan bulduk. Daha önce ateş yakılmış bir zemini olması, etrafta kolayca çalı çırpı ve kesilmiş dallar bulmamız sonucu hızlıca bir ateş yakıp gece yarısından sonra ancak akşam yemeğimizi yiyebildik. Yiğit ile görev dağılımlarını yapmış, birimiz çadır kurmuşken diğerimiz de tüm yemek ve bulaşık işlerini halletmişti.
Sonrasında benim için en heyecanlı zamana sıra gelmişti: telefonumdaki uygulamalar sayesinde ( Star Walk, The Moon) hemen üstümde ve karşımda hangi yıldızların, hangi gezegenlerin gözüktüğünü bulmak ve sonrasında da tripodumu çıkarıp gece çekimlerine başlamak. Normal şartlarda çadırımı kurduğum alanın ve etrafının, gökyüzünün açık bir şekilde gözlemlenebilecek olmasını kontrol edip ona göre kuruyorum fakat bu sefer kampı karanlıkta kurmam gerekti. Nitekim birçok ağaç tarafından çevrelenmiş, Ay’ı bile göremiyordum. Dolunay ışığının etrafı aydınlattığı bir akşamda ağaçların gölgesinde kalmıştık. Fakat bu benim için iyi bir şeydi çünkü yıldızları fotoğraflarken ay ışığı tercih edilen bir etken değildir.
Yaklaşık yarım saatlik bir fotoğraf çekimi sonrası, uzun kilometreler yapacağım bir hafta sonuna dinlenmiş olarak girmek adına hevesim kursağımda kalarak çadırıma doğru yolumu tuttum ve dakikalar içerisinde uykuya daldım.
Gecenin ve yolun da getirdiği yorgunlukla Cumartesi sabahı Bozcaarmut Göleti’nde istediğimiz kadar erken uyanamadık. Saatler 7’yi çoktan geçmişti ki biz anca çadırımızdan çıkmış ve kendimize gelmiştik. Normalde bir fotoğraf meraklısı olarak gündoğumu öncesi kalkmış, etrafı turlamış, ve en azından gün doğumu ile beraber birkaç güzel kare çekmiş olmalıydım. Başka bir zamana kısmet diyerek yine de göl etrafını turladık ve fotoğraflar çektik. Dönüşünde ise hızlıca menemenimizi yapıp çadırı toplayıp yola koyulduk. 10 saatin altında vakit geçirdiğimiz Bozcaarmut Göleti, sakin olmasından dolayı inanılmaz huzurluydu. Sadece biz vardık. Arada bir gölete gelen yoldan geçen arabalar ve traktörler görsek de bütün alan sanki bir geceliğine bize ayrılmıştı ve bu gerçekten çok keyifli bir deneyimdi.
Sabah gölün etrafını gezerken fark ettik ki burası tıpkı bir mesire alanı gibi düzenlenmiş. Etrafta birçok küçük çardak, bank masalar, ateş yakılmış zemin ve çöp konteynırları mevcut. Hatta çöp konteynırları oldukça doluydu. Üstüne üstlük yerlerde ve etrafta çöp ve izmarit kalıntıları da vardı. Bu tür manzaralar ne doğada ne de şehirlerde hiçbir zaman hoş görüntüler oluşturmuyor. Bu yüzden burada da bir kere daha altını çizmek isterim ki çöplerimiz konusunda daha duyarlı olmalı, çevremiz için de daha hassas davranmalıyız. Eninde sonunda hepimizin tek evi burası ve onun geleceğini düşünmek hepimizin vazifesi olmalı.
İlginizi Çekebilir: "Doğada Zaman Geçirenlerin Bilmesi Gereken 7 İz Bırakmama Prensibi"
Sizlerin de yolu buraya düştüğünde umarım ki keyifli ve huzurlu bir doğa deneyimi yaşayabilirsiniz. Farklı kamp alanlarını anlatacağımız "İstanbul Yakınlarında Kamp Yapılacak Yerler" Blog serimizi takipte kalın!
İlginizi Çekebilir: "İstanbul Yakınlarında Kamp Yapılacak Yerler: Balıklı ve Pürenli Yaylaları"